20 Ağustos 2010 Cuma

Rengin belli olduğu zamanlar vardır ya...

Hiç uzatmadan, gayet açık ve net fikir belirtme yazısıdır bu. Tüm kişi ve kurumlar da gerçek.
Bu ara villa milla, kalpazanlık, dolandırıcılık lafları ortada dolanıyor. Tayyip Erdoğan'ın toplam değeri 7.5 milyon tl olan 5 adet havuzlu villası varmış, oğlu 3 milyon tl değerinde gemi almış; olabilir. Kemal Kılıçdaroğlu "havuzlu villada oturmayacağım" demiş ama inşaat halinde böyle bir evi varmış, 70 küsür yakınını ssk'ya yerleştirmiş, oğlunu 14 torununu 2 yaşındayken ssklı yapmış, karla aldığı kurumu büyük zararla teslim etmiş; olabilir. Kanıtlanmış ya da kanıtlanmamış, doğru ya da yanlış hiçbiriyle ilgilenmiyorum. Benim için yeme içme, çalma çırpma konusunda üç aşağı beş yukarı hepsi aynı zaten.
Çocuk gibi ortaya düşüp "recep bey recep bey" diye kendince dalga geçmeye çalışan, kayısıyla mazotla propoganda yapan bir adamın peşine takılıp HAYIR demeyi kendime hakaret addederim. Bunun karşısında, "soy önemli soy" gibi her türlü yere çekilebilecek, derdini anlatmaktan uzak cümleler seçen başbakanın '1.85'lik boyunun yüzü suyu hürmetine EVET demek de mantığımla bağdaşabilecek bir şey değil.
Yukarıdaki düşüncelerim sonucunda kendime değerlendirme kriteri olarak koyduğum noktalar ve cevabım şudur ki: Bu anayasa değişikliğinin bizi birçok bürokratik engelden kurtaracağına; halkın iradesine karşı postalları özleyenlerin dayandıkları duvarları yıkmak için bir 'darbe' vuracağına; yepyeni ve tamamen demokratik bir anayasanın yapılabilmesi için bir umut sağlayacağına, bir ışık yakacağına, bir kapı aralayacağına olan inancımdan dolayı; doğruyu kimin yaptığına bakmadan, marjinal olmaya çalışmadan, bazı yakınlarım tarafından yadırganmaktan korkmadan diyorum ki 'yetmez ama EVET!!!'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder