30 Ocak 2011 Pazar

szia

Damarlarım yok benim, saçların var yerine.
Koparıp yuttum
Sen arkanı dönmüştün, uyuyordun.
Kalkıp bir kitabın içine uzandım
Orada ayyaş bir kadınla yattım.
Ayraç.
Ayır aç.
Ayır an.
Ayran.
Saçma bir yere vardım
...
Her ülke bir Ayten Alpman çıkarsa,
Acılarımın şekli elips olurdu.
Anlaşılırdı erkeklerin nasıl içten ağlamadığı
Ve  cümlealem ironiye doyardı!
...
Bugün kar,yağmur, rüzgar;
Ne aramazsan var.
Severim böyle günleri, kovuklarına çekilirler.
Dolugözlüyümdür ben, dökerim hemen.
Kızarır, ovuşturdukça beter olurlar,
Ve insanlar tüm bunları havaya yorarlar,
Severim.
İnsanlar
Yorarlar.

22 Ocak 2011 Cumartesi

N.M.B.

Me, the lover of the earth, in an eternal struggle
most probably having a throat cut in my breath
the water get stuck on my craw is now two baby drops
while picking up a scantly livelyhood
I'm questioning what is death in a nonsense mood

If it's objective to say 'such is the best'
I am begging for  a piece of subjective point of view
when a hearth is broken no escape remains in it for the imprisoned loser
and inside the imprisoned, there is always one another
at the end just a tiny body is left over
'each man is a matrushka' is the sentence of each lover

since you call my name the bog game
and make me open my sunday cards
here! one is jack and the other is king
And my dear princess
by sulking from far far away just give me an ace

(BilgenDilbaz'ın ölümsüz çevirisinden:)

19 Ocak 2011 Çarşamba

göz

Birkaç ince su yılanı dökülen saçları taşta
Kalanlar dil çıkarmış berenin altından
Ve dumanı çıkar ateşin
Kulaklarından.

Elde şarap, sağ yanakta iz
Muhtemelen kalbindeki bikaç metre fark atar

Dışarısı
Gözleri kapıda
Anahtarı değil sahipliği unutmuş galiba

Okşayın sokaktaki kedileri
Onlar üçbeş kuruşluk gördüğünüze
Sarılıp uyuyorlar geceleri.
Bari biraz insan eli
Dokunsun bedenlerine.